4 Kasım 2011

Bus Ride Chart

Ataköy - Taksim arası otobüs yolculuğunu çekilir kılan bazı şarkılar...

Ready to Start by Arcade Fire (Suburbs)
Laredo by Band of Horses (Infinite Arms)
Chewing Gum Weekend by The Charlatans (Between 10th and 11th)
Summer Skin by Death Cab For Cutie (Plans)
Little Lion Man by Mumford and Sons (Sigh No More)
Red by Elbow (Asleep in the Back)
Talk Shows on Mute by Incubus (A Crow Left of the Murder)
No I in Threesome by Interpol (Our Love to Admire)
Some Kind of Nothingness by Manic Street Preachers (Postcard from a Young Man)
Fall on Me by R.E.M. (Lifes Rich Pageant)




Felipe Melo Vicente de Carvalho

Nam-ı diğer "Pitbull". Adamın özeti bu klipte. 00:40'a dikkat!


Güncel gelişmeler

Pek güncel değil aslında. Son yazdığımdan beri bayağı değişiklik oldu, bazen ayak uydurmakta zorlandık. 

Galatasaray'da yönetim değişikliği biraz sancılı oldu. Öncesinde yaşananlar kadar, seçim sonrasında yaşananlar da uzun süre gündemde kalmaya devam etti. Aradan aylar geçip de yaşananların hissettirdikleri soğuyunca ortaya çıkan tablonun yüreğimize su serptiğini görüyoruz. Yüzeyden bakıldığında işler şimdilik yolunda gözüküyor, ki bu bile geçen seneden farklı olarak büyük bir değişiklik.


Teknik direktörlüğe Fatih Terim'in getirilmesi beni ve benim gibi birçok Gaatasaraylı'yı önceleri endişelendirse de, başında güçlü bir başkan bulunan yönetimin de desteği ile yapılan transferlerin ve sonuç olarak yakalanan havanın oldukça olumlu olduğu da açık. Normal ligin (bir de play-off çıktı başımıza) ilk dokuz haftası sonunda takım ligde ikinci sırada ve liderle arada 4 puanlık bir fark var. Gösteriyor ki sezon sonuna kadar bu yarışın içinde olacağız. Selçuk, Ujfalusi, Melo  ve Elmander transferlerinin takıma pozitif enerji ve kalite kattığını görüyoruz, Engin, Riera ve Eboue'nin de haftalar ilerledikçe daha da iyi olacaklarının sinyallerini alıyoruz. Ancak iyi maçlar çıkarsa da Muslera'nın beklentileri henüz karşılayamadığını ve çok sayıda hatalı gol yediğini söylemek lazım. Hatalı yenilen gollerin takımın direncini kırması sebebiyle özellikle İBB ve hakem hatalarının da etkisiyle Gaziantep maçlarını kaybettiğimizi hatırlayalım. Yine de mevcut durum itibariyle umutsuzluğa kapılmak için bir sebep yok. 



Beni en çok sevindiren ise basketboldaki Hakan Üstünberk ve Oktay Mahmuti önderliğindeki inanılmaz atılımımızın devam ettiğini görmek. Bu sene takıma katılan Lakovic, Songaila, Ender, Gordon ve Zaza ile geçen sezon kadromuzda bulunan Shumpert, Andric, Shipp ve tutku ile gerçekten kaliteli ve derin bir kadro kurduk. Sezon başında katıldığımız Eurolig elemelerini geçerek Eurolig'e katılmaya hak kazanmak belki de Galatasaray'ın bu sezon yaşadığı en büyük başarı olacak. İlk üç maç sonunda 1-2 durumdayız, ancak tecrübe kazandıkça ve maç temposu kazandıkça ilk 3'ü zorlayabileceğimizi düşünüyorum. Siena ve Barcelona'nın 1 ve 2. sırada olacaklarını garanti kabul edersek, ikinci maçta sahamızda kaybettiğimiz Unics Kazan ve henüz karşılaşmadığımız ancak sezon öncesi hazırlık maçında devirmeyi başardığımız Union Olimpija takımlarından daha iyiyiz ve maçlar sonunda sıralamada üstlerinde yer almamak için hiçbir eksiğimiz yok. Ama öncelikle Unics'i deplasmanda en az 5 sayı ile yenmemiz gerekiyor.


Tekerlekli sandalya basketbol takımımız üçüncü kez dünya şampiyonu olurken şaşırtmadı. Bayan basketbol takımımız da yeni takviyeleri Taurasi, Torrens ve Fowles ile oldukça başarılı bir sezon geçiriyor. Eurolig'de 4'te 4 yaptık ve Taurasi'nin 1. ve 4. haftalarda haftanın oyuncusu seçildiğini ekleyelim. 

Dediğimiz gibi, işler dışarıdan bakınca gayet yolunda ve sportif anlamda geçen senelerden daha başarılı bir grafiğimiz var ve sezon sonuna kadar böyle gideceğini tahmin ediyorum.